Doğum Sonrası Yoğun Saç Dökülmesi - Hamilelik Sonrası Yoğun Saç Dökülmesi

Hamilelik ve Doğum Sonrası Yoğun Saç Dökülmeleri

Normal sağlıklı kişilerde kafadaki saçların en az %85’i uzama fazındadır. Geri kalan yüzde 15 dinlenme ve dökülme fazında bulunur. Çok değişik fizyolojik ve patolojik nedenlere bağlı olarak onlarca çeşit saç dökülmesi vardır. Saç dökülmesinin tıbbi ismi “alopesi” dir. Dermatolojik olarak hamilelik ve doğum sonrası ortaya çıkan saç dökülmesi (post-partum alopesi) bir çeşit telogen effluvium’dur. Telogen effluvium çok değişik nedenlere bağlı olabilir ama hamilelik ve doğum sonrası saç dökülmesi de bu gruba girer. İki parmak arasında en az 60 adet saç teli nazikçe çekilirse ve elinizde 6 adet veya daha fazla saç teli kalırsa bu tür dökülmeye işaret eder. Saçlar bu durumda demet demet dökülebilir ve kişide bir paniğe yol açabilir.

Doğum Sonrası Saç Dökülmesi Nasıl Engellenir?

Hamilelik sonrası doğum yapan kadınların yaklaşık %30’unu etkiler ve aslında 3-6 ay içinde dökülmenin durmasıyla tekrar normal saç uzama döngüsü devam eder. Hamilelik sırasında vücutta hormon dengesi tamamen değişir gebelik hormonu progestron etkisi altında kafadaki saç telleri daha kalın ve dökülmeyen bir yapıya geçer. Saçların uzama fazı (anajen) hamilelik boyunca nerdeyse %100 hakim olur, dinlenme ve dökülme fazı (katajen, telojen) görülmez. Doğum yapılması ve hamileliğin sona ermesiyle kadınlarda normal hormon döngüsü başlayacaktır ve bu sırada dokuz ay boyunca hiç dökülme şansı bulamayan saçlar aniden dökülme fazına gireceklerdir ve bu süreç üç ay kadar sürebilir, altı ay sonra her şeyin normale dönmesi beklenir. Yine de bir hekime başvurmak ve kandaki tiroid hormonları, demir, B12 vitamini gibi parametrelerin kontrol edilmesi faydalı olur. Bu süreçte ağız yoluyla vitamin-mineral desteği almak, proteince zengin beslenmek, saçları nazikçe ve tercihen saç dökülmesine karşı özel olarak formüle edilmiş bitkisel bazlı bir şampuanla yıkamak yapılabilecek işler arasındadır. Bu süreçte saç kremleri gibi yağlı ürünlerden uzak durmak gerekir.  

Prof. Dr. Murat Türkoğlu